Toyota, geçtiğimiz yıl dünya çapında toplam 1.778 hidrojen yakıt hücreli elektrikli araç (FCEV) sattı. Daha da kötüsü, geçen yılki performans 2023’e kıyasla %55.8’lik bir düşüş gösterdi. Bu tabloya göre, Japon üreticinin hidrojene olan güveninin sarsılacağını düşünmüş olabilirsiniz. Ancak Toyota, hidrojen güç üniteleri geliştirmeye devam ediyor ve “hidrojen toplumunun gerçekleştirilmesine yönelik devam eden çabalarının” bir parçası olarak üçüncü nesil yakıt hücresi sistemini tanıtıyor.
Otomobil devine göre, üçüncü nesil FC Sistemi öncekinden daha küçük, daha hafif, daha dayanıklı ve daha verimli. Toyota, sistemin dizel motorlar kadar sağlam olduğunu ve öncekinden iki kat daha dayanıklı olduğunu ve rutin bakıma ihtiyaç duymayan tasarımı ile dizelden daha mantıklı olduğunu iddia ediyor.
4
Yakıt verimliliğinde önemli bir iyileşme yakalayan Toyota, yeni sistemle donatılan araçların eskisinden %20 daha fazla yol alabileceğini iddia ediyor. Referans olarak, Toyota Mirai FCEV (bir hidrojen istasyonu bulabilirseniz) maksimum 647 km menzile sahip. Yeni yakıt hücresi ile teorik olarak dolu bir depoyla 776 km katedilebilir. Son olarak, hücre tasarımı ve üretim süreçlerindeki yenilikler sayesinde üçüncü nesil FC Sistemi daha ucuza mal edilecek. Bu da hidrojen yakıtlı araçlar için daha uygun fiyat etiketleri anlamına gelebilir.
Binek FCEV satışları düşük olsa da, Toyota’nın ticari dünyada birçok hidrojen motorlu ürün sunduğunu belirtmek gerekir. Yakıt hücresi sistemi sabit jeneratörlere, trenlere, büyük kamyonlara ve iş makinelerine güç sağlıyor. Sıradan vatandaşlar için hidrojen tedariği büyük bir zulüm olsa da, içten yanmalı motorların ve elektrikli araçların uygun olmadığı şantiyeler hidrojene kolayca ulaşabiliyor. Hidrojen yakıt hücreli araçlar ve ekipmanlar atmosfere herhangi bir zararlı gaz yaymaz, bu nedenle hassas ortamlarda kullanılabilirler.
Toyota, yeni nesil hidrojen yakıt hücresi sisteminin önümüzdeki hafta Tokyo’da düzenlenecek olan Uluslararası Hidrojen ve Yakıt Hücresi Fuarı’nda tanıtılacağını açıkladı. İlk ticari uygulamaların en erken 2026 yılından sonra Japonya, Avrupa, Kuzey Amerika ve Çin’de hayata geçirilmesi bekleniyor.